Finans Piyasalarında Öğrenme Süreçleri
Bugün sizlere finans piyasalarında öğrenme süreçlerinin öneminden, pratik yapmanın ve hatalardan ders çıkarmanın ne denli kritik olduğundan bahsedeceğim. Gözlemlerime göre, birçok yatırımcı eğitim süreçlerini tamamladıktan sonra, yalnızca bir-iki başarılı işlem sonucunda kendilerini adeta “market yapıcı” olarak görmeye başlıyor. Bu durum, risk iştahlarının giderek artmasına neden oluyor ve çoğu zaman sonu hüsranla bitiyor. Hüsrana uğrayanlar ya başkalarını suçluyor ya da piyasadan çekiliyor; bazıları ise öğrenme sürecine devam ederek hatalarından ders çıkarmaya çalışıyor. Unutmayalım ki, insan sürekli öğrenen ve yeni beceriler kazanmaya eğilimli bir varlıktır.
Örneğin, bir bebeği düşündüğümüzde, bebek doğduğunda dünyadan tamamen habersizdir. Zamanla, çevresindeki insanların yaptığı davranışları gözlemler ve kendisinin de bu davranışları yapabileceğini keşfeder. İlk adımını atmaya çalışırken, başlangıçta düşse de bu süreçten geçerek yürümeyi öğrenir. Zamanla, bizler gibi düşünmeden hareket etmeye başlar. Peki, bu öğrenme süreci nasıl gerçekleşir?
Martin Broadwell tarafından geliştirilen ve Maslow’un son halini ortaya koyduğu dört aşamalı öğrenme (yetkinlik) modeli, bu süreci anlamamıza yardımcı olur. Bu modele göre insanlar başlangıçta neyi bilip bilmediklerinin farkında değildirler. Ne bildiklerini öğrendikten sonra becerilerini geliştirmeye başlarlar ve zamanla yetkin hale gelirler. Bu dört aşamayı finans piyasalarından örneklerle inceleyelim:
- 1. Aşama: “Bilinçsiz-Yetersizlik”
Bu aşamanın temel mantığı “Bilmiyorum ve neyi bilmediğimin farkında değilim” üzerinedir. Birey bu aşamada bilginin varlığından haberdar değildir ve dolayısıyla bilgiyi kullanamaz. Örneğin, 22 Mayıs 2010 tarihinde Laszlo Hanyecz, 10.000 Bitcoin karşılığında iki pizza satın almıştır. O dönemde Bitcoin’in değeri kimse tarafından bilinmiyordu. Eğer o zamanlar birisi Bitcoin’in gelecekte bu kadar değer kazanacağını öngörebilseydi, kim bilir ne kadar zengin olabilirdi?
- 2. Aşama: “Bilinçli-Yetersizlik”
Bu aşamanın temel mantığı “Bilmiyorum ama neyi bilmediğimi biliyorum” üzerinedir. Birey bu aşamada bilginin varlığından haberdardır ancak onu kullanamaz. Bitcoin ve türevlerini belki bir arkadaşınızdan veya sosyal medyadan duydunuz ve merak ettiniz. Biraz araştırdıktan sonra alınıp satılabildiğini gördünüz, fakat hâlâ bunun nasıl yapılacağını bilmiyorsunuz.
- 3. Aşama: “Bilinçli-Yeterlilik”
Bu aşamanın temel mantığı “Biliyorum, farkındayım ve uyguluyorum” üzerinedir. Birey bu aşamada hem bilginin varlığının farkındadır hem de onu aktif olarak kullanmaktadır. Aldığınız eğitimlerden sonra bu aşamaya geçiş yaptığınızı düşünebilirsiniz. Her detayı inceleyerek işlem yapmaya çalışırsınız. Örneğin, Fibonacci seviyelerini çizerken hangi noktaların dikkate alınması gerektiğini çözmeye çalışırsınız. Bu aşama, sürekli dikkat gerektirdiği için öğrenme sürecinin en yorucu kısmıdır.
- 4. Aşama: “Bilinçsiz-Yeterlilik”
Bu aşamanın temel mantığı “Biliyorum ve artık farkında olmadan uyguluyorum” üzerinedir. Birey bu aşamada bilgiyi sürekli kullandığı için artık otomatik hale gelir. Yapıları görebilir, nerede nasıl işlem yapmanız gerektiğini anlayabilir ve risk ile kârınızı önceden belirleyebilirsiniz. Bu aşama, öğrenmenin geldiği en olgun noktadır.
Özetle, öğrenme bir süreçtir. Başlangıçta öğrendiğimiz şeylere aşırı dikkat etmemiz gerekse de zamanla bu bilgiler otomatik hale gelir. Ancak, birçok kişi bu otomatiğe geçiş sürecini hızlandırmaya çalışarak hatalar yapıyor. Malcolm Gladwell’in ortaya attığı 10.000 saat kuralı, bir kişinin bir alanda ustalaşması için gerekli olan süreyi vurgular. Bu süre zarfında, bilinçli olarak hatalarını fark ederek ve geri bildirim alarak pratik yapması gerekmektedir.
İkinci Boğayı Yaşayan Yatırımcının Avantajı
Öğrenme ve pratik etme sürecinin zorluğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle enflasyonun yüksek olduğu ve ekonomik açıdan sorunlu ülkelerde, birçok kişi hızlı bir şekilde zengin olmayı arzuluyor. Ancak, finansal piyasalarda bu, sanıldığı kadar kolay değildir. Uzun bir süre boyunca kendinize yatırım yapmalı, finansal okuryazarlığınızı artırmalı ve piyasaları gözlemlemelisiniz. Bu sürecin sonunda, fırsatları daha iyi görmeye başlarsınız.
Çok sevdiğim bir söz var: İlk boğada neredeyse herkes para kaybederken, ikinci boğasında önceki deneyimlerinden ders çıkarabilen kişiler para kazanmayı başarır. Bu kişiler, yatırım yaparken hangi pariteleri ve metrikleri takip etmeleri gerektiğini, risk ve portföy yönetiminin önemini kavramıştır. Öğrenme aşamalarını kendi süreçlerinize göre değerlendirebilirsiniz.
Finansal piyasalarda daha önce belki de hiç bilmediğiniz fırsatlarla karşılaşıyor olabilirsiniz. Şimdi, geleceğinizi kurtaracağını düşündüğünüz fırsatları yakalamaya çalışıyorsunuz. Bu süreçte birçok hata yapabilir ve kayıplar yaşayabilirsiniz. Ancak, bir konuda farkındalık kazandıktan sonra insanın eski haline dönmesi mümkün değildir. Yeni bir gerçekliğin içerisindedir ve bu gerçekliğe uyum sağlaması gerekir.
En sevdiğim film olan Matrix bu durumu çok güzel bir şekilde ele almıştır. Bu noktada, pes etmek yerine gelişim odaklı bir zihin yapısı geliştirmek önemlidir. Bir sonraki yazımda finans piyasalarında hatalardan ve Carol Dweck tarafından ortaya atılan zihin yapılarından bahsedeceğim. O zamana kadar bolca pratik yapmanızı ve öğrenme sürecinize devam etmenizi dilerim.